Kürtçe(Kurmanci) Dersler – Zarflar/Edatlar/Bağlaçlar

ZARFLAR / HOKER

Yüklem, fiilimsi, sıfat ve zarfları belirten ve niteleyen sözcüklerdir. Ama en çok yüklemleri yani yapılan, gerçekleşen ve oluşan eylemleri durum, zaman, miktar ve yer-yön gibi açılardan belirten niteleyen sözcüklerdir.

Pirr dipeyive. (Çok konuşuyor. Etki yüklemedir.)

Yê ku pirr dipeyive nehatiye. (Çok konuşan gelmemiş. Etki fiilimsiyedir. )

Rojên pirr xweş li pêş me ne. (Çok güzel günler bizi bekliyor. Etki sıfatadır.)

Pirr xweş dipeyive. (Çok güzel konuşuyor. Etki zarfadır.)

 

Zarflar kendi içerisinde altıya ayrılır:

1.Niteleme Zarfları/Hokerên Çawaniyê: Yüklemi durum açısından niteleyen zarflardır. Yükleme sorulan “nasıl” (çawa) ve “niçin” (çima) soruları niteleme zarflarını buldurur.

Ew xwarinê dixwe. (O yemeği hızlı yiyor.) Nasıl yiyor? Hızlı.

Karê xwe baş dike. (Işini iyi yapıyor.) Nasıl yapıyor? Iyi.

Ji bo wî nebîne nayê. (Onu görmemek için gelmiyor.) Neden gelmiyor? Onu görmemek için.

 

2.Zaman Zarfları/Hokerên Demê: Yüklemi zaman açısından belirten zarflardır. Zaman zarflarını bulmak için yükleme; “ne zaman” (kengî), “ne zamana kadar” (heta kengî), “ne zamandan beri” (ji kengî de) gibi sorular sorulur. Kullanılan bazı zaman zarfları şunlardır; pêr (önceki gün), do (dün), îro (bugün), îşev (bu gece), sibê (yarın), bişev (geceleyin), biroj (gündüzleyin), berêvarkî (akşam üzeri), paşê (sonra), berê (önce), îsal (bu yıl), carinan (bazen).

Sibê were mala me. (Yarın bize gel.)

Do betlane bû. (Dün tatildi.)

Îsal baran nebariyaye. (Bu yıl yağmur yağmamış.)

Ew carinan gêj dibe. (Onun bazen başı dönüyor.)

 

3.Yer-Yön Zarfları/Hokerên Cî û Bergehê: Yer yön açısından yüklemi belirten zarflardır. Bazı yer-yön zarfları şunlardır; pêş (ileri), paş (geri), derve (dışarı), hundir (içeri), jor (yukarı), jêr (aşağı).

Herin pêş. (Ileri gidin.)

Derkevin derve. (Dışarı çıkın.)

Ew çûn jêr. (Aşağı gittiler.)

Nekevin hundir. (Içeri girmeyin.)

 

4.Miktar Zarfları/Hokerên Mêjerê: Yüklem, sıfat, filimsi ve zarflardan önce gelerek miktar açısından belirtme görevi gören zarflardır. “Ne kadar” (Çiqas?)” sorusuyla miktar zarfı bulunur. Pir/zahf/gellekî (çok), hindik (az), piçek (biraz) gibi zarflar miktar zarflarıdır.

Do ez pir meşiyam. (Dün çok yürüdüm.)

Te hindik da min. (Bana az verdin.)

Gellekî jê aciz bûye. (Ona çok kızgın.)

 

5.Soru Zarfları/Hokerên Pirsyariyê: Yüklemin zaman, miktar, neden-sellik gibi durumlarının soru yoluyla belirtilmesini sağlayan zarflardır. “Neden” (çima), “çawa” (nasıl), “kengî” (ne zaman), “heta kengî” (ne za-mana kadar) gibi sorular soru zarflarıdır.

Ew kengî nexweş ket? (O ne zaman hastalandı?)

Çima dengê te dernakeve? (Neden sesin çıkmıyor?)

Çawa dixebite? (Nasıl çalışıyor?)

 

6.İşaret Zarfları/Hokerên Nîşanê: Işaret zarfları, gerçekleşen eylemin yakınlığını-uzaklığını işaret eden zarflardır. Kürtçe’de sadece iki işaret zarfı vardır; yakın eylemleri işaret eden “va” ile uzak eylemleri işaret eden “wa“.

Ew wa tê. (O, işte geliyor. Eylem uzakta gerçekleşiyor.)

Ew va tê. (O, işte geliyor. Eylem yakında gerçekleşiyor.)

 

EDATLAR / DAÇEK

Edatlar kendi başlarına anlamları olmadığı halde diğer sözcüklerle kullanılarak çeşitli anlamlar oluşturur ve cümleyi meydana getirirler. Kürtçe’de edatların geniş bir kullanımı söz konusu olup Türkçe’ye de hiç benzemezler. Kullanılan başlıca edatlar şunlardır: bi, bê, bi….re, bi…….ve, li, ji, ji bo, ji……de , ji……re, ji………ve, di, di….de, di….re, tenê, wekî, bi qasî, ber, di ber, alî, gor, cem, fena, mîna, rex, qey, ligel, digel, tevî. Dikkat edilirse bazı edatlar kalıp şeklinde olup ön edat ve son edattan oluşmaktadır; öyleki ön edat ve son edatın arasına tümleçler girmektedir.

 

Bi            malê de çû. (Eve doğru gitti.)

önedat     sonedat

 

Edatların verdiği anlamlar ve kullanımları:

“bi” edatı

 

a) Araçsallık anlamı verir.

Sêv bi kêrê jê kir. (Elmayı bıçak ile kesti.)

 

b)”…. göre” anlamı verir.

Bi min ev çewt e. (Bana göre bu yanlıştır.)

 

c) Üleştirmelerde kullanılır.

Çar bi çar dimeşiyan. (Dörder dörder yürüyorlardı.)

 

d) Yeminlerde kullanılır.

Bi xwedê, bi serê te (Allah üzerine, başın üzerine)

 

Bi…de: “Bir yöne doğru” anlamı verir.

Bi vir de hat. (Burayı doğru geldi.)

Bi ser zarok de ket. (Çocuğun üzerine düştü.)

 

Bi…re: Birliktelik anlamı verir.

Ew bi diya xwe re hat sûkê. (Annesiyle beraber çarşıya geldiler.)

Ez bire zewicim. (Onunla evlendim.)

 

Bi….ve: Bir yöne doğru yakınlaşma, yapışma, temas anlamlarını verir.

Wêne bi dîwêr ve kir. (Fotografı duvara astı.)

Bi çiya ve hilkişiya. (Dağa tırmandı.)

 

Di…de : “Içinde bulunma” anlamı verir.

Di qûşxaneyê de goşt nemaye. (Tencerede et kalmamış.)

Ew di malê de ye. ( O, evdedir.)

 

Di…re: den, dan ” anlamlarını verir.

Di sûkê re hatim. (Çarşıdan geldim.)

Di nav xelkê re bihurî. (Halkın arasından geçti.)

 

Li: Kullanıma bağlı olarak “bulunma, yönelme, belirtme” anlamlarını verir.

Ew li malê ye. (O evdedir. bulunma)

Li pirtûkê binêre. (Kitaba bak. yönelme)

Min li te pirsî. (Seni sordum. belirtme)

 

Ji: “Çıkma durumu; bir şeyin yapıldığı madde; nesneyi belirtme” gibi durumlarda kullanılır.

Ji malê têm. (Evden geliyorum. çıkma )

Ji min hez bike. (Beni sev. belirtme)

Kaxiz ji daran çêdibe. (Kağıt ağaçtan yapılır. madde)

 

Ji bo: “için, den dolayı” anlamlarını verir.

Ji bo te ez dîn bûme. (Senin için deli olmuşum.)

Ji bo ku em dereng hatin, em nexistin hundir. (Geç kaldığımızdan dolayı bizi içeri almadılar.)

 

Ji…re: ” ….. amacıyla, için” anlamlarını verir.

Ji min re kulîlkekê bistîne. (Benim için bir çiçek al.)

Ji gel re kar dike. (Halk için çalışıyor.)

 

Tenê: “Sadece, yalnız” anlamında kullanılır.

Tenê ji te hez dikim. (Sadece seni seviyorum.)

Bila tenê ew were. (Yalnız o gelsin.)

 

Bi qasî: Eşitlik anlamı vererek “kadar, gibi ” anlamında kullanılır.

Min bi qasî te xwar. (Senin kadar yedim.)

Mêrikê bi qasî dêwekî. (Dev gibi bir adam.)

 

Weke, mîna, fena, nola: Benzetme anlamını vererek “gibi, kadar” anlamında kullanılır.

Weke/mîna/fena/nola bavê xwe egît bû. (Babası gibi kahramandı.)

Weke/mîna/fena/nola te xweşik bû. (Senin gibi güzeldi.)

 

BAĞLAÇLAR / GIHANEK

Sözcükleri, sözcük gruplarını ve cümleleri birbirine bağlayan kelimelerdir. Kullanılan başlıca bağlaçlar şunlardır; û (ve), ango (ya da), jî (de, da), lê (fakat), eger (eğer), belkî (belki- Kürtçe belê ku‘den gelir), çimkî (çünkü, Kürtçe çima ku‘den gelir), gerçî (gerçi, Kürtçe eger çi‘den gelir), ku (ki), an..… an (ya…ya), hem…hem (hem…hem), ji lewre (-den dolayı), ne…ne (ne….ne).

Ez û tu çûbûn. (Ben ve sen gitmiştik.)

Ew pir jêhatî ye. (O da çok çalışkandır.)

Hem nexweş e hem hindik dixwe. (Hem hastadır hem az yiyor.)

An mirin an azadî! (Ya ölüm ya özgürlük!)

Ez ê bihatima dereng bû. (Gelecektim ama vakit geçti.)

Ew çû ku wan bibîne. (O, onları görmeye gitti.)

Ne dixwe ne vedixwe. (Ne yiyor ne içiyor.)

Bavê min dibêje ku hûn sersar in. (Babam diyor ki siz sorumsuzsunuz.)

Eger ew were ez nayêm. (O gelirse ben gelmem.)

Nikare bipeyive çimkî emeliyat bûye. (Konuşamıyor; çünkü ameliyat olmuş.)

Belkî baş bibe, belkî baş nebe. (Belki iyileşir, belki iyileşmez.)

Ez pir nexweş bûm lewre nehatim. (Ben çok hasta olduğum için gelmedim.)

 

Kaynak: Kürtçe Anamnez Kitabı – İsrafil Bülbül /Mikail Bülbül

Derbar Çand Name

Check Also

Perwerdeya Bi Zimanê Dayîkê Tabiî ye û Fitrî ye

Her tişt ji ser koka xwe şîn dibe. Çaxa ku darek an jî çalîyek di …

Leave a Reply