KÜRT MİTOLOJİSİNDE KADIN BAŞLI YILAN ŞAHMARAN

Mitolojilerde tanrılar, tanrıçalar ve kralların yaratılış ve yaşayış öykülerini ölüler diyarı ve tufan mitlerinin tarihteki ilk bütünlüklü örneğini içinde barındırır. Bununla birlikte her şey maddi bir gerçekliğe dayandığından, maddi gerçekliği olmayan hiçbir şey yoktur. Mitolojide her ne kadar günümüzde söylence olarak tabir edilse de, esasında maddi gerçekliğin destansı, masalsı hali anlatımıdır. Köleci uygarlığa ve daha öncesine kökleri dayanmakla birlikte, daha çok köleci dönemde bir insan yaratımı olarak gerçeklik mitoloji ile bu dönemin egemen koşullarına uygun maskelenip insanlara bu tarz maskelenmiş bir yaşam sunulmuştur. Bununla mevcut yaşam koşulları, çoğu zaman meşrulaştırılmak istenmiştir. Maskenin arkasında dünyevi olan sosyal, siyasal çatışmalar ve iktidar olgusu vardır.

Yunan mitolojisindeki evrenin ve insanın yaratılış öyküsü Sümer Mısır ve Babil mitolojilerinin bir versiyonudur. Yunan mitolojisinde olduğu gibi Batı mitleri çoğunlukla kaynağını Ortadoğu’dan alırlar. Kadın damgalı Neolitik Tanrıça kültünün kültürel yayılmayla Batıya kadar gitmesiyle, Sümer Rahiplerince oluşturulan Mitolojik erkek Tanrılarda köleci uygarlıkla birlikte buna eş bir yayılım gösterirler. Bunun için Yunan mitolojisindeki Tanrılar ve Tanrıçalar Sümer, Babil mitinin bir türevidir.

Animizmin başat olduğu çok Tanrılıda diyebileceğimiz dinler döneminde Ana Tanrıçalar tarafından bir çok canlı varlık simgeleştirilip bunlara toplumsal değerler atfedilmiş ve anlamsal kılınmışlardır. Bunlardan genellikle Ana Tanrıçanın başında ve elinde taşıdığı yılan figürü anlamsal bazda “baştan çıkarmayı” simgelemektedir. Yine antın hilal kaynaklı Kürt mitolojisinde içerdiği dikkat çekici figürler ile birçok yeryüzüne yayılmış mitolojik figürün ana kaynağını teşkil eder niteliktedir. Örneğin Kürt mitolojisinde başında taç, kulağında küpe, gerdanına kolye takılı olan ve güzelliği ile göz kamaştıran kadın başlı yılan çağlardan bu yana tabletlere kazılmış bir figür olarak Şahmaranı simgelemektedir. Bu motif Mezopotamya’da yaygın olmakla birlikte Kürdistanda  Şahmaranı simgeleyen bir tablo olarak hemen hemen her evde bulunur. Kürt halkının Şahmaranı bu denli sahiplenmesi de Anatanrıça kültürünün kendilerinde halen yaygın bir şekilde bulunmasından ötürüdür. O dönemden edindiği birçok toplumsal  değeri-özelliği halen kendinde taşımaktadır. Kürt mitolojisi isimli kitabında yazar Cemşit Bender Toros-Zagros havzasına Tanrıçaların ellerinde taşıdığı yılan motifi,yılan mitosundaki iyilik-kötülük dualizminin bir zenginlik göstergesi olduğunu belirtir. Yılanın sürekli gömlek değiştirmesi, sürekli genç kalmayı işaret etmektedir inanca göre.

Kürt toplumunda inanç ritüellerinde bile yılanın varlığı ve önemi bilinmektedir. Mesela Ezidi insanların merkezi olan Laleşteki Şeyh Adiy türbesinin duvarında bulunan yılan motifi hac döneminde öpülmektedir. Yine ayn şekilde Batmanın Beşiri/Qubînê ilçesine bağlı birçok Ezidi köylerinde ev kapılarının sağ kısmında siyah yılan figürü bulunmaktadır. Yine Ezidilikte yılan adeta bir şifa kaynağıdır. Kutsallığı bu yüzdendir.

Özcesi Ararat (Ağrı) dağı eteklerinde medeniyete beşiklik eden  Aras nehrinin (Çeme Erez) öte tarafı olan Ermenistanın Erivanı bu tarafında kalan Kars ile Iğdır ovasında Şahmaran efsanesi bu yörelerde bir semboldür. Şahmaranın önemi ve özelliği doğurganlık sembolü olmaktadır. Pek çok Kürt yerleşim merkezinde halen evlenecek genç kızlar el emekleriyle işleyip hazırladıkları Şahmaran resminin, bu mitolojik efsanenin bereket ve mutluluk getireceğine inanılır.

Yine söylenenlere göre Ağrı dağının eteğinde bulunan IĞDIR ovasının şu anki ismiyle melekli beldesi civarında yaşayan genç bir avcı günün birinde ovada ava çıkarken bir kuyuya düşer. Kuyuda bulunan yılanlar avcı gencin gözlerini bağlayıp genci yılanların şahı olan,şahları Şahmaranın bulunduğu büyük kuyuya götürüp Şahmaranın huzuruna çıkarırlar. Yine söylenenlere göre yılanların bulundukları o kuyuya düşüp Şahmaranın huzuruna çıkarılan hiç bir canlı sağ kalmazmış. Avcı gencin yakışıklılığını gören Şahmaran avcı gence aşık olur. Genci öldürtmeye

kıyamaz. Gence der bugüne kadar yerimizi gören, sırrımızı öğrenen kim olduysa hiç birinin canını bağışlamadık. Fakat senin canını bağışlayacağım ama seni bırakmayacağım da.Benim yanımda kalıp benimle birlikte yaşamanı istiyorum der.Bunun üzerine genç avcı,çaresiz Şahmaranın bu şartını kabul etmek zorunda kalır ve Şahmaranla birlikte yaşamaya başlarlar. Aradan uzunca bir zaman geçer. Aradan geçen zaman içinde genç avcı ailesini, dostlarını özlemeye başlar. Bu özlemi genç avcıyı hasta düşürür. Genç avcının her gün biraz daha mutsuz olduğunu fark eden Şahmaran genç avcını haline epeyce üzülür. Bu duruma dayanamayan Şahmaran bir gün gence der “seni bırakacağım, azad edeceğim fakat benim ve kabilemin yerini, sırrımızı başta bu yörenin gaddar ve acımasız beyi olan mirza beye ve başkalarına söylememen şartıyla. Sırrımızı ve yerimizi duyup öğrenirseler, bizleri bu topraklarda yaşatmazlar. Avcı genç bu duruma çok sevinir ve Şahmarana, Şahmaranın ona beslediği sevgi üzerine sırlarını kimselere söylemiyeceğine dair yemin eder. Şahmaran yılanlarına emreder gencin gözlerini tekrar bağlayıp ovaya bırakırlar. Gencin uzun bir zaman ortadan kaybolup tekrar ortaya çıktığını öğrenen acımasız mirza bey genç avcıyı yanına çağırır. Kayıp olmasını nedenini sorar, fakat ne kadar uğraşsada genç avcının ağzından tek bir laf alamaz. Durumdan şüphelenen mirza bey adamlarına genç avcının sürekli takip edilmesini emreder. Çünkü mirza bey yaşlı ve hasta biridir. Hastalığından kurtulmak ve tekrar genç olmak için mirza beyin Rahipleri Şahmaranın beynini kaynatıp yerse hastalığının iyileşeceğini ve ebediyen genç kalacağını söylemişler. Bu mirza bey Şahmaranı arayıp durmuş.Yine söylentilere göre Şahmaranı öldürüp yada beynini kaynatıp suyunu içen her kim olursa Şahmaranda bulunan güzelliğini, zenginliğini, aklını ve Şahmaranın zerafetine sahip olurmuş. Bir zaman sonra ovada ava çıkan avcı genç Şahmaranı ziyaret etmek için Şahmaranın bulunduğu kuyuya gider. Genç avcıyı gizlice takip eden mirza beyin adamları kuyunun etrafını sararlar ve yılanların hepsini öldürürler. Şahmaran ile genç avcıyı Mirza beyin huzuruna getirirler. Şahmaran mirza beye genç avcıyı öldürmeme şartıyla aklının, güzelliğinin ve zerafetinin ana kaynağının kafasında değilde kuyruğunda olduğunu https://t.co/YcEtLmllNV dönüp avcı gence ben seni çok sevdim canını bağışladım ama bu topraklarda sevgiyi, güzelliği yaşatmayacaklarını söylemiştim.

Şahmaranın kafası kesilir Şahmaranın kuyruğunun suyunu mirza bey ‘Şahmarana ihanet ettiğini düşünen avcı genç te Şahmaranın kafasının suyunu içerler. Zehirli kuyruğun suyunu içen mirza bey oracıkta ölürken ölürken, Şahmaranın kafasının suyunu içen avcı genç te Şahmaranın aklına, ve zerafetine sahip olur. Hikaye her ne kadar Mitolojik olsa bile, insanlık tarihine bakıldığında egemenlerin ezilenlere uygulamış oldukları güce ve ihanete dayalı kar ve politik hırsı günümüze kadar dayanmaktadır. Şahmaranın şahsında Kadını bir yılan gibi görerek saldırmanın amacı doğal toplumsal düzene vurulan bir darbe ve ortaya çıkarmış olduğu toplumsal değerleri talan edilmesi, zenginliğine el konulmasıdır. Kadına aşt olan her şeyi, erkeğin zorbalığına dayanan gayri meşru yollarla tekelleştirilmesi gerçekleşiyor. Günümüzde Kadını hala bir yılan gibi gören gösteren anlayış ve yaklaşımlara fazlaca rastlamaktayız. Fakat günümüzde Kürt Özgürlük hareketi kadının toplumsal yaşam içindeki değerini tekrardan elde edebilmesinin yollarının zeminini ortaya çıkarmış ve egemen erkek zihniyetini, Kadına bakış açısını değiştirmiş özgür eş yaşam anlayışını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca mitolojik anlayışın sosyolojik çözümlemesini gerçek anlamıyla ortaya koyarak hakikatin nasıl çarpıtılarak kadına yönetilmiş katliamcı bir silah olduğunu şimdi daha iyi görüyoruz…

Erez Serhad

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Kendi Irkına İhanet Eden İki Kürt

İttihatve Terakki Partisi ırkçı olduğu için kurulduğu günden itibaren düşman gözüyle Kürtlere bakıyordu. Açık örneği, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir