Dünyaca ünlü yönetmen: Kürtlerin festivale değil filme ihtiyacı var

Dünyaca ünlü İranlı yönetmen Majid Majidi bu yıl Süleymaniye’de düzenlenen uluslararası film festivaline katıldı. Majidi festivalden arta kalan zamanları Süleymaniye kentini gezerek geçirdi.

 

Majidi en son çektiği “Hz Muhammed” filmiyle çok ses getirdi ve İranlı yönetmenin bu filmi Arap ülkelerinin çoğunda yasaklandı.

 

Majid Majidi Süleymaniye Film Festivali ve çalışmaları hakkında Rûdaw’a konuştu.

 

Bu Kürdistan Bölgesi’ne ilk gelişiniz. Süleymaniye’yi nasıl buldunuz?

 

Evet, bu kısa zaman zarfında Süleymaniye’yi gezmeye ve görmeye açlıştım. Buradaki huzur ve dinginlik benim için çok ilginçti. Böyle göreceğimi tahmin etmemiştim. Oysa Süleymaniye’yi kafamda böyle canlandırmamıştım. Gezerken hiçbir güvenlik görevlisine rastlamadım. Her şeyden önemlisi de halkın çok huzurlu, sevecen ve misafirperver olduğunu gözlemledim.

 

Festival’de gösterilen filmleri nasıl buldunuz? Sizce kaliteli miydiler?

 

Malesef, fazla film izleme şansım olmadı, çünkü zamanın kısıtlıydı. Birkaç film izleyebildim. Daha çok burada bulduğum fırsatı gezmeye harcadım, daha sonra filmleri izleme şansım olur, ama buraları görme şansım olmaz.

 

Kürt sineması ve sinema sanatçıları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

 

Bazır Kürt sinema sanatçılarını tanıyorum. İran’da da birçok Kürt sinama sanatçısı var. İran ve Irak’taki Kürtler hakkında filmler yapmışlar. Bence Kürt sinema sanatçılarının kattedeceği daha çok uzun bir yol var. Kürtler hakkında, Kürt sorunu, kültürü hakkında çok az film var. Bu tür festivallerin düzenlenerek daha çok sinema sanatçısı ve yönetmenin buraya çekilmesini ümid ediyorum. Bu Kürdistan sineması için ufuk açıcı da olacaktır. Önümüzdeki yıllarda Süleymaniye’de düzenlenen festivalde Kürt sinemasına daha çok değer verildiğini görmek önemli. Kürdistan hakkında en az iki yada üç film yer almalıdır. Bence bu festivalin kendisinden bile daha değerlidir. Kürtlerin festivalden çok filme ihtiyacı var

 

Sizce Kürdistan’da sinema sektörü daha çok izleyici çekebilmek için ne yapmalıdır?

 

Bana göre festivaller sadece filmlerin tanıtımı açısından iyi organizasyonlardır. Festival olacak diye sevinip film yapmamalıyız. Çünkü festivallerin izleyicileri çok özeldir. Dünya çapında başarı elde edecek bir film dünyanın her tarafından insanlarla doğru bir ilişki geliştirebilmelidir. Sinema sanatına ve ülkesinin kültürüne hizmet edebilmelidir. Bence Kürdistan’da bunun için çok iyi bir altyapı var. Burada filme dönüştürebileceğiniz birçok konu var. Mesela Halepçe, bence Halepçe katliamı hakkında onlarca film yapılabilir.

 

Kürdistan’da film çekme yada bir filmin sahnesini burada çekme gibi bir düşünceniz oldu mu?

 

Burada kaldığım sürece birçok şeyden ilham aldığımı söyleyebilirim. Bir çok neden de yakaladım. Daha önce de böyle bir niyetim vardı. O niyet ve his Süleymaniye ziyaretiyle daha da güçlendi. Önümüzdeki yıllarda buraya ait bir konu hakkında burada bir film çekmeyi ümid ediyorum. Özellikle de Halepçe’ye dair. Günümüz neslinin gözünden bir Halepçe filmi yaparak tüm dünyada görülmesini sağlamak da çok zor.

 

Hz Muhammed filmi Arap ülkelerinde neden yasaklandı?

 

Sorun çok açıkça Suudi Arabistan’dı, onların dolarlarıydı. Bildiğim kadarıyla Suudi Arabistan sürekli sorun çıkarma peşinde. Geçtiğimiz yıllarda da birçok konuda yanlışları oldu. Benim içim siyasetle değil, fakat kültürel açıdan da çok hataları var. mallesef, Suudi iktidarı ve din adamları tarafından filmimiz “haram” ilan edildi.

 

Neden haram ilan edildi?

 

Onlar filmi görmeden, üzerinde yoğunlaşmadan hemen “haram” dediler. Kaç defa Ezher alimlerine sadece filmi izlemelerini önerdim ama onlar bakmadan “haram” dediler. Ben o film için tam 7 yıl çalıştım ve bu süreçte Şii ve Sunni din adamlarına defalarca sordum. Tüm İslam ülkelerinde araştırmalar yaptım ve her bir konu için onlardan icazet aldım.

 

Filmi İslam dünyasının ortak onayı ve görüşüne dayanarak hazırladım. Bu film yoluyla batıya bir pencere açmaya çalıştım. İslamın doğru tanınmasına katkı sağlamak, dinimizin barış, adalet, eşitlik ve birlikte yaşam dini olduğunu yansıtmak istedim ama onlar buna bakmadan haramn mührü bastı. Böyle yaparak filmin önünü aldıklarını sanıyorlar. Ama mesele siyasidir.

 

Biz kimseye zarar verecek bir şey yapmadık. Şunu söylemek istiyorum; Kabe’nin kilidini elinde bulunduran Suudi Arabistan İslam Peygamberi’ni dünyaya tanıtmak için ne kadar çaba harcamış? Her yıl müslümanların milyarlarca doları onların ceplerine aklıyor ama onlar bu paranın ne kadarını İslamı tanıtmak için harcıyor? İslam dünyasında Suudi Arabistan’ın yaptıklarını hiç mantıklı bulmuyorum. Suudilerin İslam dünyası adına hiç bir hayırlı çalışma yapmadıklarını söylemek doğrudur. Şunu bilmelidirler ki dünya onları görüyor ve ona göre yargısını veriyor. Tarih onlara kötü bir hüküm verecek.

 

Bu filmin günün birinde Müslüman ülkelerde gösterileceğine inanıyor musunu?

 

Yüzde yüz inanıyorum. Hepimiz gidiciyiz, tüm hükumetler değişir. Ben bu hükumetlerden hiç birinin kalmadığı o günleri de göreceğim. Günün birinde sadece Suudi de değil, tüm bu devletler kalmasa dahi o film kalacaktır.

Rûdaw

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Mesut Yeğen: Kürt Entelijensiyası İlk Kez Türk Entelijensiyasına Öncülük Ediyor

Kemalizm’den bağımsız bir Kürt entelijensiyasının varlığından bahsetmek pek mümkün değil. Neden? Kürdistan fikrini ortaya atan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir