Kürt Dilinde Medresenin Rolü

Şüphesiz nasıl bir dil bir ulus için önemli bir başarı noktası ise, ona niceliksel değer, somut bir ölçü konulamayacağı gibi aynı şekilde dil bir ulusu ölümden kurtaran bir faktördür.

Kürtler için de bu şekilde olagelmiş ve olmaya devam etmektedir.
Diğer halkların dillerini kendi devletleri ulusal ölümden kurtarmışken, Kürtler de Kürt dilini muhafaza etmeye çalışarak onu ulusal bir ölümden kurtarmaya çalışmaktadırlar.

Kürtler dillerini yaşatma adına büyük çabalar sarf etmektedirler. Aydınlanma çabası diye de adlandırabileceğimiz bu mücadele yaklaşık 1100 yıldır devam etmektedir. 950’li yıllarda Kürt Medreseleri kurulmaları ile birlikte, Kürt ulusu ve Kürtlerin içindeki azınlıkların aydınlanmalarına, eğitimlerini günün şartlarına göre en üst seviyede devam ettirmelerine imkan sağlamıştır. Kürtlerin övgüsüne neden olmuş pek çok değerli bilge ve aydın kişiler bu medreselerin değişik kollarından yetişmişlerdir.

Bu medreselerde Kürt çocuklarından başka Azeri, Arap, Çerkez, Çeçen, Laz, Gürcü, Fars, hatta Endonezyalı toplumlardan pek çok genç ve 16. ila 17. yüzyıllarda Türkmen gençleri yetişmiş ve eğitimlerini tamamladıktan sonra kendi toplumlarına geri dönerek, Kürt medreselerinde aldıkları bilgi ve ilim sayesinde toplumlarını aydınlatarak onlara öncülük etmişlerdir.
Bu medreseler nasıl kurumlardı, nasıl bir işlev görürdü ve bünyesinde kaç bilim adamı yer almaktaydı ve kaç bilim dalı okutulmaktaydı? Bu sorulara ne yazık ki tam sağlıklı cevaplar veremiyoruz. Çünkü bu durum 20.Yüzyılın sonuna doğru medreselerin kapatılması ve bunun yanında Kürt dilinin yasaklanmasından ötürü, Kürtlerin bu kurumları yakından tanıma ve sonraki nesillere tanıtma imkânlarının kalmamasıyla bağlantılıdır.

Kürt medreselerinde, okutulan öğrenim dalları, bu kurumların yaşam tarz ve yöntemleri hep merak konusu olagelmiştir. Bu konu üzerinde birtakım araştırmalar yapılmış ise de bunların çoğu eksik, yanlış ve çeşitli rivayetlerden oluşmaktadır. Ya da Kürt medreseleri hakkında değişik bazı inançların izinden gidilmiş dolayısıyla bu konu yanlış bir bakışla ele alınarak bu kurumlar gericilik ve tutuculukla değerlendirilmiştir.

İlk Kürt medresesi miladi 950 yılında Hemedan bölgesinde Kürtlerin İslam dini konusunda eğitilmesi amacıyla açılmıştır. Selahattin Eyyubi’nin devlet yetkilisi olmasından sonra içinde sadece İslami ilimlerin okutulduğu medreselerin eğitim durumu değiştirilerek birçok bilim dalı da burada okutulmaya başlanmış ve Kürt diline ağırlık verilerek medreseye iyice yerleşmesi sağlanmıştır. Böylece bu kurum gelişmiş ve güçlenmiştir. Medrese eğitimi ilkokuldan üniversiteye kadardı ve üç aşamadan oluşmaktaydı.

Kürt medreselerinin bazıları dönemlerinde çok meşhur olmuştu, bunlardan bazıları şunlardı; Strabas (Diyarbakır), Sor (Cizira Botan), Feqiye Teyran, Bazid, Şemdinan, Hizan, Miks, Axtepe, Qerekoy, Çuxreşi, Siirt, Tillo ve Palu medreseleri. Bu medreselerde okutulan derslerin bazıları da şunlardı; Kuran tefsiri, Mantık ilmi, Konuşma edebi, İletişim ilmi, Kanun ilmi, Miras Hukuku, Töre, Örf ve Adet ilmi, Astronomi ve Astroloji ilmi, Sağlık ilmi, Hesap ilmi, Felsefe ve Tıp ilimleri idi. Bu dersler İslam dünyasında sadece Kürt medreselerinde okutulmaktaydı.

Diğer halkların medreselerinde sadece dini eğitim ve dindarlık vazifesi öğretilmekteydi. Kürt medreselerinde ders kitabı olarak okutulan ve Arapça yazılmış kitapların tamamı eğitmenler tarafından Kürt diline çevirisi yapılarak aktarılmaktaydı.
Bu yöntem, Kürt dilinin gelişmesini ve güçlenmesini sağlıyordu. Kürtler arasında her evden bir ya da iki çocuğun medresede okuma gerekliliği vardı.
Kürt medresesi aynı zamanda Kürtlüğün sürdürüldüğü, geleneğinin yaşandığı, ulusal kişiliğin korunduğu ve bazen de mahkeme görevinin icra edildiği bir alandı.

Buralarda ders veren eğitimcilere Seyda adı verilmekteydi. Kürtçe’de “Sey” kelimesi ders ismidir, “da” eki de verdi/vermek anlamındadır. Yani “ders veren” anlamındadır.

Medreselerde okuyan öğrencilerin yüzde otuzu kızlardan oluşmaktaydı. Kürt medreselerinde ders geçme ya da sınıf geçme yoktu bunun yerine tamamı yüz tane olan kitapların hepsini okumak gerekiyordu, bu da ortalama yirmi yıl sürmekteydi. Bunun sonucunda eğitim icazeti alınırdı ve bunu alan kimse Kürtçe, Arapça, Farsça ve Osmanlıca dillerini rahatlıkla konuşabilirdi.

Bu medreselerde yetişmiş çok sayıda önemli Kürt şahsiyetleri vardır.

Bunlardan bazıları; Ehmede Xani, Feqe Reşidı Hekari, Feqiye Teyran, Mele Ehmed Bateyi, Seidi Kurdi(Norsi), Şerifxani Colemergi, Sex Ebdulqadir Nehri, Sex Ehmed Berzani, Eli Heriri, Şex Mehmud Berzenci, Mela Ehmed Cıziri, Şex Ubeydullah Nehri, Seyid Taha Nehri, Xaris Bedlisi, Şex Evdirehman Axtepi, Mele Mahmüd Bazidi ve çoğumuzun tanıma şerefine nail olduğu, çok tanınan saygın ve büyük şahsiyet Seyda Mele Hüseyin Barçın.

Sabih Kayhan-gazetekurd.net

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Kürdistan dağlarında geçen Netflix belgeseli yayında

Netflix’ten “Kürdistan” mağaralarına dair belgesel.. Kürdistan’ın Barzan bölgesindeki Şanedar Mağarası’nda bulunan, dünyada en iyi korunmuş …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir