Kürtler-II. DİN (1. İslâmiyet Öncesi)

II. DİN
1. İslâmiyet Öncesi.
 Yaşadıkları coğrafya tarih boyunca birçok dine ev sahipliği yapmış olan Kürtler önceleri Anadolu ve Mezopotamya’daki yerel inanışlar ile Antik Ârî inançlarından etkilendiler, ancak İslâm’dan önceki dönemde büyük ölçüde Mecûsîliği (Zerdüştîlik) benimsediler. Ârî inançları arasında tabiat olaylarını kişileştirme, onlara ilâhî güçler nisbet etme gibi yaklaşımlar mevcuttu; ateş, su, toprak, yıldırım, gökyüzü, güneş, ay ve yıldızların belirli güçler/tanrılar tarafından yönlendirildiğine inanılmaktaydı (Dhalla, s. 4-5). Kürt kökeninin dayandığı Ârîler bu tanrıları sistematik bir şekilde iyi ve kötü olarak sınıflandırmışlardı. Ancak monoteist bir din kurucusu olan Zerdüşt yaşadığı dönemde İran’da yaygın biçimde inanılan tanrıları reddederek Ahura Mazda’yı tek tanrı olarak kabul etti (Eliade, I, 377). Kral Viştaspa’nın Zerdüşt’ün öğretilerini benimsemesinin ardından Ahamenîler döneminde Zerdüştîlik güçlenip resmî din olarak kabul edilince hem Med halkı hem de onlara komşu kabileler yavaş yavaş bu dini benimsediler. Süreç içinde Kürtler’in de bu monoteist inancı kabul ettiği görülmektedir (M. Emîn Zekî Beg, s. 270; Şıwan Osman Mıstefa, s. 94-95).

Sâsânîler’in yıkılması ve Mecûsîler’in yaşadığı bölgelerin İslâm egemenliğine girmesiyle birlikte başlayan yeni dönemde Mecûsîlik gerileme sürecine girdi. Aslında Mecûsîlik halk arasındaki sempatisini en güçlü olduğu Sâsânîler döneminde kaybetmişti. Sâsânî yönetiminde çok etkili olan Mecûsî din adamlarının ölçüsüz davranışları halkın tepkisini çekti (Kara, s. 147), bu durum birçok yeni inancın ortaya çıkmasına sebep oldu, özellikle İslâm’ın kısa bir sürede yayılmasını sağladı (Bausani, I, 80; Taraporewala, s. 37-38). Bu dönemlerde ortaya çıkan Maniheizm ve Mezdekiyye gibi dinî akımlardan Kürtler etkilenmedi, hatta Yahudilik ve Hıristiyanlık da onlar arasında toplu halde kabul görmedi. Kürtler İslâmiyet’i kabul sürecine kadar Mecûsî olarak kalmaya devam ettiler.

Günümüzde Kürtler’in yaşadığı bölgelerde kalan ve günlük hayatta Kürtçe konuşan bazı yahudiler mevcuttur. Ancak bunlar geçmişte başka yerlerden buraya göç eden yahudilerin torunları olmalıdır. Nitekim Kürtler’in yaşadığı toprakları gezen seyyahların naklettiğine göre, bölgedeki yahudiler kökenlerini Asur kralı tarafından İsrail ve Judea’dan (Yahuda) sürgün edilen yahudilere (İşaya, 27/13; II. Krallar, 17/6) dayandırıyorlardı (Sabar, s. 17, 367-368). Evlerinde ve sinagoglarda Ârâmîce’nin eski bir biçimi olan Süryânîce (Asurca) konuşan bu yahudiler çarşı-pazarda ve daha büyük topluluklarda Kürtçe konuşuyordu (Izady, s. 287). Bölge yahudilerinin birçoğu İsrail Devleti kurulduktan sonra İsrail’e göç ettiği ve 5000 kadar Kürtleşmiş yahudinin Kürtler’in yaşadıkları bölgelerde kaldığı belirtilir (a.g.e., s. 289). Yahudilik gibi Hıristiyanlık da Kürtler arasında yayılmadı. Geçmişte bazı kabilelerin hıristiyan olduğu ifade edilmekteyse de bunların zaman içinde diğer hıristiyan toplulukların arasına katılarak tamamen kaybolduğu anlaşılmaktadır (M. Emîn Zekî Beg, s. 270-271). Aynı durum, İslâm dini ortaya çıktıktan sonra Kürtler’le komşu olan Süryânî, Ermeni ve hıristiyan topluluklar için de geçerlidir. Bu topluluklar içinde İslâm’ı tercih edenler en yakın komşuları müslüman Kürtler olduğu için onların arasına karışıp zamanla Kürtleşmiş olmalıdırlar. Hıristiyan kalanlar ise hem kendi dillerini hem de Kürtler’in çoğunlukta olduğu yerlerde Kürtçe’yi kullanmışlardır (krş. Kreyenbroek – Allison, s. 140-141).

hayreddin Kızıl-islamansiklopedisi.org.tr/kurtler

BİBLİYOGRAFYAA. Zénaïde Rogozin, Media, Babylon, Persia from the Fall of Nineveh to the Persian War, London 1889, s. 39-40.M. N. Dhalla, Zoroastrian Theology from the Earliest Times to the Present Day, New York 1914, s. 4-5.

A. Bausani, “İslâm Öncesi İran Düşüncesi” (trc. Kürşat Demirci), İslâm Düşüncesi Tarihi (ed. M. M. Şerif), İstanbul 1990, I, 80.

I. J. S. Taraporewala, Zerdüşt Dini: Zerdüşt’ün Gathaları Üç Unutulmuş Din: Mitraizm, Maniheizm, Mazdakizm (trc. Nice Damar), İstanbul 2002, s. 37-38.

Philip Kreyenbroek – Christine Allison, Kürt Kimliği ve Kültürü (trc. Ümit Aydoğmuş), İstanbul 2003, s. 140-141.

Yona Sabar, Bir Antoloji: Kürdistanî Yahudilerin Halk Edebiyatı (trc. Selahattin Çelik), İstanbul 2005, s. 17, 367-368.

E. Brauer – R. Patai, Kürdistanlı Yahudiler (trc. Fahriye Adsay), İstanbul 2005, s. 31-82.

M. Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (trc. Ali Berktay), İstanbul 2007, I, 377.

Şinasi Gündüz, “Mecusilik”, Yaşayan Dünya Dinleri (ed. Şinasi Gündüz), Ankara 2007, s. 279-284.

Cahid Kara, İslâm Coğrafyasında Mecûsîler (doktora tezi, 2007), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 147.

M. Emîn Zekî Beg, Kürtler ve Kürdistan Tarihi (trc. Vahdettin İnce v.dğr.), İstanbul 2010, s. 94-95, 270-271.

M. van Bruinessen, Ağa, Şeyh, Devlet (trc. Banu Yalkut), İstanbul 2011, s. 43-87.

M. R. Izady, Bir El Kitabı: Kürtler (trc. Cemal Atila), İstanbul 2011, s. 287, 289.

Şıwan Osman Mıstefa, Kurdistan û Prosesa Îşlamkirina Kurdan (trc. Ziya Avcı [Soranca’dan Kurmancca’ya]), İstanbul 2011, s. 94-95.

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Cumhuriyet’in “Yüzellilikler” Sürgün Listesinden Mevlanzade Rıfat

Bundan yaklaşık bir yıl önce yine Rudaw.net’te “Bir Kürdün Sahipliği ve Yönetiminde Çıkan İlk Günlük …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir