Mem û Zin/Memê Alan

Bir çoğumuz Memê Alan ile Mem u Zin destanını aynı biliriz. Yada bir çoğumuz Ehmedê Xani’nin yazdığı Mem u Zin’i bilmemize rağmen Memê Alan’dan bihaberiz.

Ehmedê Xani 1695 yılında Mem u Zin destanını kaleme alırken yüzyıllardan beri Kürd toplumu içerisinde ağızdan ağıza aktarılarak o günlere ulaşan sözlü Memê Alan destanından esinlenmiş ve Mem u Zin’i yazmıştır. (Memê Alan, sözlü olarak bu güne kadar halen varlığını korumuş olup 1942 yılında Fransız Roger Lescot tarafından dengbejlerden dinlenilerek yazıya geçirilmiştir.)

Memê Alan sözlü bir destandır. Mem u Zin ise yazılı bir destandır. Sözlü bir destan olması nedeniyle Memê Alan destanında abartılar ve doğaüstü olaylar olmasına rağmen Mem û Zin gerçekçidir.

Memê Alan destanının ne zaman doğduğu tam olarak bilinmemesine rağmen destandaki islami öğelerden destanın islamiyet sonrası doğduğu, Memê Alan’ın Mığrıb şehrinin padişahı olması ve bu şehir ile Cizre Botan arasının altı aylık yol mesafesinde olması düşünüldüğünde Eyyubiler döneminde gelişen bir destan olabileceği anlaşılmaktadır. Zira Eyyubiler bir çok Arap ülkesini egemenliklerine almışlardı. Destanda geçen Mığrıb şehrinin de Yemen’de veya Mısır’da olabileceği tartışılmaktadır.

Her iki destan da Mem u Zin’in aşkı üzerine şekillenmiş olup bunun dışında destanlar arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır;

1- Sözlü destanda Mem’in adı Memê Alan, Zin ‘in adı Zina Zêdan olarak geçerken yazılı destanda Mem ile Zin olarak geçer.

2- Zin ve Sti her iki destanda da Botan beyinin kızkardeşidir.

3- Yazılı destanda Mem’im Botanlı olduğu belirtilmesine rağmen Memê Alan’da, Mem’in
Mığrıb şehrinin ve Kürdlerin Padişahı olduğu, babasının Eli beg, Elmaz ve Emer beg diye iki amcasının bulunduğu, Eli begin Kureyşilerden evlenmesi nedeniyle Mem’in Kureyşilerin yeğeni olduğu anlatılır.

4- Yazılı destanda Mem’in yakın arkadaşı olarak geçen Tacdin’in, Arif ve Çeko kardeşleri bulunmasına rağmen sözlü destanda bu üç kardeşin Hesen, Çeko ve Qeretacdin olduğu, bunların da Botanlı oldukları ve Botan beyinin amcası çocukları oldukları, Sti’nin Hesen’in karısı olduğu, Zin’in ise Çeko’nun nişanlısı olduğu anlatılır.

5- Yazılı destanda Mem ile Zin’in Newroz günü birbirlerini görüp, aşık oldukları anlatılırken, sözlü destanda perilerin bir gece Zin’i Cizira Botan’dan alıp Mığrıb şehrine Mem’in yanına götürdükleri, gece Mem’in yanında kaldığı, birbirlerine aşık oldukları, sabahleyin Zin’in tekrar periler tarafından Cizira Botan’a götürüldüğü ve odasına konulduğu anlatılır.
Mığrıb’ın çok büyük bir şehir olduğu, yedi dağ üzerine kurulu olduğu, 366 kapsının olduğu, buna karşın Cizira Botan’ın üç mahalleden oluştuğu, Memê Alan’ın Mığrıb Padişahı ve Kürdlerin Padişahı olduğu anlatılır.
Mem, Zin’e aşık olduktan sonra Zin’i bulmak için denizden çıkan ve ehlileştirilen Bozê Rewan adı verilen ata binerek altı ay mesafede olan Cizira Botan’a on beş günde vardığını, Botan halkının Mem’e Kürdlerin padişahı olması nedeniyle büyük ilgi gösterdikleri, Mem’in Zin’in izini bulmaya çalıştığı, bu amaçla Hesen, Çeko ve Qeretacdin kardeşlere misafir olduğu, kardeşlerin Mem’in Zin’e olan aşkını anladıkları halde kendisine yardımcı oldukları ve Çeko, Zin’in nişanlısı olmasına rağmen misafirlerine söz vermiş olduklarından dolayı Çeko’nun bundan feragat ettiği anlatılır.

6- Beko karekteri her iki destanda da vardır. Yazılı destanda Beko’nun kötülük ruhunda olduğu için fesatlık yapıp Mem ile Zin’in kavuşmasını engellerken, sözlü destanda Beko’nun Zin adlı bir kızının olduğu ve kızını Mem’e vermek istediğinden dolayı fesatlık yaptığı anlatılır.

7- Yazılı destanda Botan beyinin ava gittiği günde Mem ile Zin’in beyin bahçesinde buluştukları anlatılırken, sözlü destanda Acemlerin Botana saldırısı üzerine şehirde erkek kalmayınca Botanlılarla birlikte savaşa giden Mem’in kendini yaralayıp geri gelmesi ve beyin evinde Zin ile buluşması anlatılr. Bunu haber alan beyin Mem ile Zin’i yakalaması üzerine, beyin dikkatini onlardan çekmek için her iki destanda da Sti’nin evinde yangın çıkarıldığı fakat sözlü destanda Sti’nin oğlu Celal’in ateşe dahi atıldığı anlatılır.

8- Her iki destanda da Mem’in Botan beyi tarafından zindana atıldığı anlatılmasına rağmen yazılı destanda Mem’in kahrından öldüğü, sözlü destanda ise Mem’in Beko’nun kızı Zin’in getirdiği ve içine zehir enjekte edilmiş narın Mem’in aşkı Zin tarafından zehirli olduğu bilinmeden Mem’e verilip, Mem’in öldüğü anlatılır. Her iki destanda da Zin’in Mem’in kahrından öldüğü anlatılır.

9- Yazılı destanda Beko’nun Tacdin tarafından öldürüldüğü anlatılmasına rağmen sözlü destanda, Botan beyinin Mem ile Zin’e yaptıklarına pişman olması ve buna sebep olan Beko’nun ölümünü emretmesi üzerine kaçan Beko’yu bir bahçıvanın öldürdüğü ve beyin kendisini ödüllendirdiği anlatılır.

10- Sözlü destanda, Mem öldükten sonra Hesen ve kardeşleri tarafından Bozê Rewana bindirilen bir ulak ile Mem’in ölüm haberinin Mığrıb’e Mem’in ailesine ulaştırıldığı, Mem’in ölümünü haber alan Mem’in komutanı Begli beyin bir ordu ile Cizre Botan’a gelip şehri yerle bir ettiği anlatılmasına rağmen yazılı destanda bu bilgi yoktur.

11- Memê Alan destanı sözlü bir destan olduğundan dili sade ve halk dilidir. Buna karşın yazılı Mem u Zin’in dili ağırdır. Ehmedê Xani destanda kafiye uyumunu sağlamak için Arapça ve Farsça kelimeler kullanmaktan kaçınmamıştır.

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Dünya yeni bir savaşın eşiğinde iken, Birinci Dünya Savaşı sürecinde Kürdlerin tehcirini hatırlamak

Bugün dünyada ve bölgemizde yaşanan toplumsal-siyasal gelişmeler ve bu bağlamada genel olarak şekillenmekte olan siyasal …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir