MEWLIDÊ KIRDÎ

Ehmedê Xasî’nin mevlidinde şöyle bir ibare var:
“Temam bı vıraştışê Mewlıdê Kırdi bıyardımê Xalıqi û feyz û bereketê peyxemberê ma (sellellahû ‘eleyhi we ‘ela alihi we sellem) bıdestê Ehmedê Xasi Hezanıci… ”
Macır Ciron, Ehmedê Xasî’nin bu ibaresini değiştirip şöyle aktarıyor:
“Temam bıvıraştışi mewlidi kerdi bıyardımi Xalıqi…”
Aslı Arap harfleriyle yazılmış olan bu ibareyi böyle okumak tamamen yanlış olup şairin ifadesini tahrif etmek olur ve hem şaire hem de bilim ahlakına karşı büyük haksızlık olur.
Bir an için bu iddianın yani bu biçimde okumanın/yazmanın doğru olduğunu farzedelim. Peki buradaki bıvıraştışê ve “kerdi” sözcüklerinin anlamı nedir?
Kırdki’de durum şöyledir:
1)kerdi: yaptı (yapılan şey çoğul iken)
İddia edilen biçimiyle yazılırsa sözcüğün sonundaki “-i”, çoğul ekidir. Kırdki’den örnek:
Mı yew kar kerd. (Bir iş yaptım.)
Mı dı kari kerdi. (İki iş yaptım.) (Motamot: Ben iki işler yaptım.)
Peki “Temam bıvıraştışi mewlidi kerdi bıyardımi Xalıqi…” derken ne yapılmış? Cümlede, yapılan birçok şey mi var? Hayır. Yapılan birden fazla şey olmadığına, yani çoğul olmadığına göre “kerdi” olması mümkün değil.
Macır Ciron tahrif ettiği ibarenin Türkçe çevirisini yapmamış. Nasıl yapsın ki? Bu yanlış okuyuş ve yazılışla ortaya çıkan uyduruk ibareye ne anlam verilebilir ki? Türkçeye çevirsin de söylemek istediği net anlaşılsın.
2)Macır Ciron’un kendi yazdığı biçimiyle “bıvıraştışi”nin başındaki “bı”ya Türkçedeki “ile” anlamını vermek istediği anlaşılıyor. Oysa Xasî, eserinde, “ile” anlamındaki “bı”ları hep onu takip eden sözcüğe bitişik yazar, “ile” anlamındaki “b” harfi ile ondan sonra gelen sözcük arasında boşluk bırakmaz. Buradaki “b”yi ise ondan sonra gelen “vıraştışi” sözcüğüne bitiştirmemiş, “b” ile “vıraştışi” arasında boşluk var. Neden? Çünkü Xasî burada “temam bı” derken tamam oldu (tamamlandı) diyor. Burada “ile” anlamı yok. Kırdki bilen okuyucu için bunu anlamak zor değil. Xasî şöyle diyor:
“Temam bı vıraştışê Mewlıdê Kırdi bıyardımê Xalıqi û feyz û bereketê peyxemberê ma (sellellahû ‘eleyhi we ‘ela alihi we sellem) bıdestê Ehmedê Xasi Hezanıci… ”
Burada üç “bı” var. Birincisi “oldu” anlamında, diğer ikisi ise “ile” anlamındadır. O nedenle Xasî kendi kuralına göre fiil olan birincisini ayrı yazmış, “ile”anlamındaki diğer ikisini bitişik yazmıştır. Macır’ın iddia ettiği gibi şayet her üçü “ile” anlamında olsa Xasî aynı cümlede neden ikisini bitişik birincisini ayrı yazsın? Sadece bu cümlede değil, diğer sayafalarda da “ile” anlamındaki “bı”lar bitişik yazılmıştır. Hasî’nin kitabının Arap harfleriyle bazılmış nüshasına bakınca bu kolayca görülür. Örnekler:
bıbısmillahi
bıe’zayê binan
bızariy û fixan
bızatê to kena
bıqelbê xu
bışew amew ku
bıfek te’rif bıker
Bu konudaki örnekler çok olduğu için devamını yazmıyorum.
3)Macır Ciron şu beyti Xasî’den aktarıyor:
Ma neqênay hengi behsê emcedi
Kerdi Mewlûdê Muhemmed Ehmedi
Bu beytin anlamı:
“Bazı şerefli [yüce] konuları seçtik
Muhemmed Ehmed’in Mevlidine koyduk.”
Yukarıda değindiğimiz gibi, Macır, Xasî’nin “Temam bı vıraştışê Mewlıdê Kırdi…” ibaresinde geçen “Kırdi”nin “Kırdi” (Kırdce) değil, “kerdi” (yaptı) olduğunu iddia ediyor. Aktardığı bu beyitte tahrif ederek yazdığı “kerdi” sözcüğünün yazılışıyla “Kırdi” sözcüğünün Arap harfleriye yazılışı aynı olduğundan, işte bakın bunların yazılışı aynı, bu da sözcüğün “Kırdi” değil, “kerdi” olduğu yolundaki iddiamı destekliyor, diyor.
“Kırdi” (Kırdce) ve “kerdi” (yaptı) sözcüklerinin yazılışının Arap harfleriyle aynı olduğu (KRDY) doğrudur. Ama burdan Macır’ın çıkardığı sonucu çıkarmak için dildeki eş sesli (yazılışları aynı ama anlamları farklı) sözcüklerden ve Kırdki’den bihaber olmak gerekir. Düşününüz, Türkçe bir metinde surat anlamında “yüz” sözcüğü geçiyor, aynı metnin başka bir yerinde ise yüzmek fiilinin emri olan “yüz” sözcüğü geçiyor ve biri kalkıp “işte bunların yazılışı aynı, dolayısıyla anlamları da aynı”, diyor. Macır’ın yaptığı tam da bu. Oysa dilbilgisi kuralları var, eş sesli sözcükler ve bağlam diye bir şey var. Bu beyitteki “kerdi” sözcüğü aslında “yaptık” anlamındadır ama burada “koyduk” anlamındadır ve yapılan şeyin çoğul olduğunu ifade eder, sonundaki “-i” çoğul ekidir. Çünkü, “hengi behsê emcedi” (bazı şerefli konular) çoğuldur. Bir değil birçok konu söz konusudur. Yukarıda “Mı yew kar kerd” ve “Mı dı kari kerdi” örneklerini vermiştik. “Mewlıdê Kırdi”nin sonundaki “-i” ise tamamen başka bir şeyi ifade eder. “Mewlıd”ın “Kırdce”, yani Kırdlerin diliyle olduğunu belirtir. Birinde fiilin çoğulu ifade etmesi, diğerinde Mewlıd’ın yazıldığı dili ifade etmesi söz konusudur; bu ikincisinde fiil söz konusu değil. Zaten metindeki bağlamdan bu çok açık bir biçimde anlaşılıyor. “Kırdi”yi inkar edeceğim diye metni tahrif etmek işe yaramaz. Dünyamız küçük. Dünyada Kırdce bilen ve Arap harfleriyle yazılmış metinleri okuyabilen yalnız Macır değil. Metin ortada, bu hususlardan anlayan başkaları da var, onlara sorulabilir.
Macır, yüz yirmi yıl önce yayımlanan metin için, “kerdi” sözcüğünü “Kırdi” biçiminde okutmak amacıyla birilerinin K (kef) harfinin altına esre koyduğunu yazıyor. Yüz yirmi yıl önce esre koyanın, metnin daha kolay okunmasını sağlamak ve Macır gibilerinin yanlış okumalarını önlemek isteği dışında ne derdi olabilir? Xasî o zaman sağdı, 1951 yılına kadar yaşadı. Eserinin o esreli baskısını gördü. Başkası yanlış okutmak için esre koysa Ehmedê Xasî, Macır’dan çok önce buna karşı sesini yükseltmez miydi? Macir kadar da mı hassasiyeti yoktu?
M.Mamosta

Hûn dikarin van nivîsan jî bixwînin.

Kürtler gökten mi indi (1)

Giriş: Kürtlerin kökenlerine dair anlatımlar, 700’den sonra yazılan ilk dönem İslâmî kaynaklardan beri bulunmaktadır. Gerek …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir